Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evrimin Kısa Tarihi
Başlangıçta... Mütevazı başlangıçlar... Yaşam çamur birikintilerinde kımıldanmaya başlayıp balıklara, sürüngenlere ve nihayet memelilere doğru evriliyor. Ardından sahneye insanlar çıkıyor ve gezegeni kolonileştirmeye başlıyorlar. Başlangıçta sümüksü madde vardı. Darwin'in, insanların insansı maymunların soyundan gelmiş olabileceğine yönelik
Oğuz menkıbesi, Uygurca bir metinde,
Oğuz doğduğu zaman yüzü mavi, ağzı ateş gibi kırmızı gözü, saçı ve kaşları siyah bir dünya güzeliydi. Annesinin memesinden ilk sütü emdikten sonra, bir daha emmedi. Yiyecek istedi, lakırdı etmeğe başladı. Kırk günde büyüdü: dolaşıp oynuyordu. Oğuz’un ayakları öküze, vücudu kurda, göğsü ayıya benzerdi. Böğürleri kıllı idi. At sürü­sü güder, beygire
Reklam
Bir insan böyle bakmaz ki Günümde yıldızım sanki Okursun aşkı gözlerinden Geçip gitsem mi kalsam mı Ben asla böyle olmazdım Hayatta parçalanmazdım Güneşten sıcak gülüşlerden Tutup öpsem de yansam mı İnan bıktım hayallerden Gönül kurtulsa çöllerden Sesinle hayata döndürsen Senin hazzın bana farzdır
Bu özlem bitse...
Olsun da gör O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör Seyreyle gülü, bülbülü Çifter çifter aylar gökyüzünde Her gece ayın on dördü Kuşlar geçecek damların üstünden Kuşlar konacak damlara
Güneşi İçenlerin Türküsü
Bu bir türkü :- toprak çanaklarda güneşi içenlerin türküsü! Bu bir örgü :- alev bir saç örgüsü! kıvranıyor; kanlı, kızıl bir meş'ale gibi yanıyor esmer alınlarında bakır ayakları çıplak kahramanlarım Ben de gördüm o kahramanları, ben de sardım o örgüyü, ben de onlarla güneşe giden köprüden geçtim! Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi. Ben
OLSUN DA GÖR
O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör Seyreyle gülü bülbülü Çifter çifter aylar gökyüzünde Her gece ayın on dördü Kuşlar geçecek damların üstünden Kuşlar konacak dallara Kanat seslerini duyup uyanırlarsa Gene kuşlarla uyusun çocuklar Olanı biteni anlatma. Hiç görmediğim şey bu Kurdun gözü yılmış
Reklam
OLSUN DA GÖR O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör Seyreyle gülü bülbülü Çifter çifter aylar gökyüzünde Her gece ayın on dördü
Hem güneşin doğmasını dört gözle bekliyor, hem de doğan güneşten korkuyordu.
♡♡♡♡♡ Bulutları kovalamaktan vazgeçin, nasılsa yakalayamayacaksınız Bulutları kovalamak ve bulutların elden kaçmasıyla ilgili bir hikâye vardır.Sıcak bir yaz günü dışarıdasınız, tarlada çalışıyorsunuz. Kavurucu güneşten koruyacak tek bulut bile olmadığından sıcağa dayanmak zorundasınız. Derken başınızı kaldırıp bakarsınız ve uzakta bir beyazlık görürsünüz."Ah, şu bulutun gölgesinin altı serin olur. Umarım çabucak bu tarafa doğru süzülür" diye düşünürsünüz içinizden ve hatta bulut yaklaşana kadar işinize ara vermeyi bile düşü- nürsünüz.Ancak gerçek şudur, o bulut asla yanınıza gelip size güneşten siper olmayacaktır ve siz gölge ümidiyle, işinizi yarıda bırakmış halde günü bitirirsiniz. O bulutun yaklaşmasını beklemek yerine, şimdi ne ya- pılması gerekiyorsa onu yapmak için çaba gösterin. Eğer yoğun bir gayretle işinize kapılırsanız, ne kadar sıcak olduğunu unutabilirsiniz. Derken, bir de bakmışsınız, o bulut tepenize gelmiş ve o ferahlatıcı serinliği getirmiş.Burada bahsettiğim mesele hem bulutlar, hem de kader ve talih için geçerlidir. Biraz şansı yaver gitmiş birine imrenmenin bir manası yoktur, elinize fırsat geçmemesinden yakınıp dövünmenin de yararı... Kısaca, bugün yapılması gere- kenleri yapmak için dişinizi tırnağınıza takın. Talih kesinlikle size de gülecek.
BENİM BU HİS
Dönüyorum bak, Dünyadan hızlı. Aydan öteye, Güneşten sıcak. Benim hissiyatım bu, Ne iyidir ne de kötü. Bir ruh sarmış bedenimi Allah üfledi diye, Denizlerde ki dalga gibiyim. Gidiyorum bak, Herkesten önce. Doğuyorum her zaman, Bugün ölenden sonra. Kışkırıyorum bazen bir ateş gibi, Nefret olup akıyorum. Bir güzel haber olsa, Kahkaha ile demleniyorum. AYKUT BARIŞ ÇELİK
Reklam
Kaderde senden ayrı düşmek te varmış Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim.. Seni tanımadan Hele seni böyle deli divane sevmeden Yalnızlık güzeldir diyordum Al başını, kaç bu şehirden Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git Git gidebildiğin yere git diyordum Oysa ki, senden kaçılmazmış Yokluğuna bir gün bile
OLSUN DA GÖR
"O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör Seyreyle gülü bülbülü Çifter çifter aylar gökyüzünde Her gece ayın on dördü Kuşlar geçecek damların üstünden Kuşlar konacak dallara Kanat seslerini duyup uyanırlarsa Gene kuşlarla uyusun çocuklar Olanı biteni anlatma. Hiç görmediğim şey bu Kurdun gözü yılmış sürüden Elmanın yarısı soğuk yarısı sıcak Ağulu bitkilere dolanmış salkım Güneşten yağmur boşanacak Yetsin demir çağının beyliği Yeni bir gün başlıyor demek Yeryüzünde korkusuz yaşamak İki milyar kişiye bir dünya İki milyar kişiye iki milyar ekmek.."
O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör.
Olsun da Gör O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör Seyreyle gülü bülbülü Çifter çifter aylar gökyüzünde Her gece ayın on dördü Kuşlar geçecek damların üstünden
Sütun üzerinde yaşayanlar
40 gez (1gez 66cm) yüksekliğinde ve uyuduklarında onları düşmekten koruyan demir parmaklıkla çevrili sütunların üzerinde ayakta durarak yaşarlardı. Hiç oturmadan ya da diz çökmeden ve bedenlerine hiç bakmadan ve gerçekten de bir rüzgar, oradan geçen bir kuş, bir yolcu ya da bir mürit birkaç meyve ya da kabuklu yemiş getirene kadar hiçbir şey yemeden orada dururlar ve hiç pişmiş yemek yemezlerdi. Aşırı sıcak ve soğuğa dayanır bazen güneşten kör olur, bazen de buzlarla kaplanırlardı. Hiç yıkanmayan bu gibi insanlar leş gibi kokarak pislik içinde yaşarlardı.
Sayfa 75 - Özne YayıncılıkKitabı okudu
OLSUN DA GÖR O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör Seyreyle gülü bülbülü Çifter çifter aylar gökyüzünde Her gece ayın on dördü
489 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.